Sıyrılırken masallarımdan, avuçlarımla sıkıca korudum vicdanımı insan kalmak adına. Onca veda ertesinde sustum hissim taşlaşırcasına da, tanıdım insanları vahşi tabiatlarıyla. Kendine hapsoluyor insan istemese de, saklı itiraflarımsa orada, masada bak; defter yapraklarında... hüznümü hisseder misin sesim ulaştığında kulaklarına? Sevgi dilencisi midir insan ? İçinde kapanmayacak bir boşlukla göz açar hayata, yine bir yalnızlığın ortasında göz yumar da geride göz'yaşları bırakır ardında. İnan bana, mahrumuyuz huzurun. Bir sonbahar kadar soluk yüzüm bugün, oyuncakları elinden alınmış çocuklar kadar kırık, bir o kadar da üzgünüm, yere döküldü gülyüzüm. --- Sindi baharlara inkisar; içimdeki ateşi harlıyorlar. Yaram senden yagidar, izler kalbi kanatıyorlar. -- Ben sadakat yetiştirirken şu göğsümdeki acının müsebbibi nedir? Kurşun yaraların hala sıcaktır, ah, emeklerimle büyüyen hain.. Bak ne çok şey biliyorum artık tükenişe dair.. Kaygılarımı al ve parala gözlerimin önünde acımadan. İçine düştüğüm bu duygu körlüğüyle yarın varolamam.. Beni bilirsin şairlerin mutlu dizelerine inanmam... Ne çok revaç görür şu entrikalar, bu kadar ucuz mudur ki insan ? Hazzı avcı ademoğlu avlanan.. ve aldanan, aleyhimize akan zamanda arzuları kapan, kaç kapana kısılmadan. Benliğinin gizli köşelerinde sıkışmış bir erdem varsa çıkar, vicdanını deş bugün benim için, kötü bir haldeyim, onca tecrübeden bakışları kararmış garibeyim